Ekildim… hem de bunca yildir her türlü reddedilme seklini yasadim derken… “Hayatimda bundan sonra görebilecegim hiçbir sey beni sasirtamaz” mottosunu kendimize yol gösterici olarak kabul edersek, saskinliktan ne yapacagimizi bilemedigimiz hallerde de bir dayanak noktamiz olabiliyor: “Hele bunu da yasadiktan sonra, hayatta hiçbir sey beni sasirtamaz.” (bunu ne kadar siklikta tekrarladiginiz önemli degil)
Eskiden erkeklerin sizinle vakit geçirmek istemedigini gösteren kaliplasmis cümleler vardi “bakariz, herhalde olur, isim uzamazsa ararim, ama bu gece maç var, sabaha kadar çalismam gerek…” simdilerde en heyecanli göründükleri durumlarda bile hiçbir neden göstermeden ortadan yok olabiliyorlar. Acaba biri erkeklere, kadinlarin ne yapacaklarini bilemedikleri anlarda yanlis çikislar yapmak yerine, tepkisiz kalmayi seçtikleri hakkinda bir tiyo mu verdi?
Günü (Persembe), saati(8) ve yerine (Istanbul Modern) kadar Çarsamba aksamüstü konusulan programin ardindan, Persembe günü saat 9 civarlarinda “çok özür dilerim unuttum” sözleriyle karsilastiginda bir kadin , adamin bu kisacik lafla söylemek istediklerinin altinda yatan esas nedenin ne oldugunu düsünmelidir?
a- sana seni istemedigimi söylemenin en kolay yolu buydu
b- gerçekten unuttum bende Alzheimer baslangici var,
c- seni pek önemsemedigim için aklima bile gelmedin
d- yalan söylemek istemedim ben bu kadar dangalak bir adamim iste
e- dengesizlik dalinda dünya sampiyonasi Türkiye adayiyim
f- sana sadistçe aci çektirmekten büyük bir zevk aliyorum. Sm gruplarina üyeyim
g- derin mana falan yok .
Binlerce senaryo yazabilirdim ya da onu hayatimdan çikarabilirdim tek laf etmeden, oysa ben olgun bir insan olarak, sakince telefonu elime alip “ne oldu, nerdesin?” dedim, hesap sormadan. O anda her kadinin aklindan geçen “anneannemi hastaneye kaldirdik, babamin basina tugla düstü, ablamin silikonu patladi,” gibi bahanelerden birini duymayi beklerken, karsimdaki adam “unuttum” dedi. Bu tek kelimeyi edip susan, benle konusurken cümlelerini birbirine baglayan, yarim saat astigi tablolar ve yedigi yemekler hakkinda konusan, iki gün ortadan kayboldugumda nerede oldugumu sormak için gece on birde beni arayanla ayni adam.
Ben bütün gün saçimi yikadigim için sekle girmemesine söylenip dururken aslinda o adamin saçimin nasil oldugunu görmeyecegini hesaba katmamistim. Ögleden sonra gönderdigim mesaji dört saat sonra hala cevaplamamis olmasindan biraz süphelenmeye baslamissam da çoktan giyinmis olarak kendimi disari attigimdan, saat yedi oldugunda sinirden önümdeki hamburgeri bitirmis, rujumu yemis ve kirmadan önce bira sisemi garsona iade edip yenisini istemistim.
Simdi masada tek basima otururken de hisettigim gibi ona kizginim. Bana yalan söylememis oldugu için… Bir kadini hayatindan çikarmanin en kesin yolunu tek sözcükle özetledi, “benim ondan beklentilerim yok” dedigim adam. “Ben de seni unutacagim zaten” demenin ne kadar acinasi bir davranis oldugunu genç yaslarda ögrenmis olarak, aglamadan önce telefonu kapatmayi basardim. “Siz kimdiniz taniyamadim” ve “telefon çekmiyor duyamiyorum” otobüs hattinda, sondan bir durak önce “unuttum” da indim. “bu son olsun” tramvayi nerede acaba?